5 Aralık 2009 Cumartesi

Son Beş Dakika

Tüm bu gürültü de neyin nesi şimdi? Tüm yaprakları düşmeye hazırlanıyorken ağaçlarımın bir başkasının sokağındaki ve de bir başkasının rüzgarı vasıtasıyla olacak olan,bir bilinmeyenin sahibi..Bu rahatsız edici ses neden,nereden? Peki herkesin bakışlarını yerden kaldırmama sebebi neye bağlanabilir? Havanın birden üşütmeye başladığı hissini sahiplenmeme sebep olan şey?

Bunun adını ben mi koymalıyım, yoksa bir isim olmamalı mı? Olacaksa da bir başkası tarafından mı anlam verilmeli,ne… Bu korkunç fırtına daha önce de birilerini almış birilerinden ve de hiç tekrar getirmemiş olanlardan mı? Öyleyse yine birileri gitmek mi zorunda? O zaman kim gitmesi gereken? Ben miyim...

 

Gülümsemesi hoştu her zamanki gibi,hele bir de güneşin altında iken o,bir başka parıldardı sanki gözleri,etrafta kimseler yokken görürdüm. Belki de o yoktu ve ben de çoktan gitmiştim..

 

Ölümdü sanırım,birisi öldü yine, tanımıyordum, ama şimdi tanıyacağım..

 

Karanlık eller vardı suratımda seçemediğim.. Fakat karanlık olan sokak mıydı, yüzümde olduğunu düşünmüş olmamı sağlayan mı, yoksa eller miydi sahiden de.. Ya da ben miydim o karanlık…

 

Sayfalarım olmadı ellerimle doyasıya kavrayabileceğim sıradan bir gazeteden , soğuktan hissetmediğimi anlayıp,yinede devam etmesini arzularken bedenimin oturma eylemine bir bank üzerinde ve içine çekerken tüm şehrin ışıklarını,doyasıya seyredeceğim, merak etmeye doymak istemeyeceğim aşktan bir silüetim de..Olmadı hiç,olmayan neydi,,,ben mi? Yoksa ben olmadan benim olamayanlar mı? Neydi…

 

 

Eşsiz bir eser bu,mutlu olma yeteneği, olmadığın halde mutlu görünebilmeyi sağlayabilme yetisi yani içindeki insanın… Çok farklı bu yüzden,diğerleri basit ve sıradan,ama basit olmayan şey mutluluk mu olmalı eğer diğerleri öyle olacaksa,ya da basit olmaması gereken, hissedilmesi gereken mutluluk olgusu mu,birilerimiz gözlerini açamaz iken hala ve de yalnız…

Koyu , çok koyu, ancak gözleri alacak kadar da parlak.. Ne bu? Öfke mi… Şu an kim duyuyor?Ben duyuyorum,ve de izliyorum,ama duyduğum ve izlediğim öfke değil.. Bir öfke nasıl izlenebilir?Saklanır ve doğru yerde doğru anda beliriveririsin,sonra da umarsın… Umduğunu paylaşmak isteyen kim var? Ben isterim ama umduğumu değil,umudumu isterim… İsterim,ama geriye isterim…

(...)

 

-Yanlış bir şeyler var; baksana bir gökyüzü yok artık..

-Gökyüzünün ne anlama geldiğini de bilmeyebilirdik ama...

-Üşüyorum..Bu sen misin?

-Bu aşk olmalı,seni seviyor muyum?

-Git şimdi;ben ölüyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder