11 Ağustos 2009 Salı

Pandora'nın Aşığı

Hey sen! Duymuyormusun, biliyorum duyuyorsun ama kaale almıyorsun, bunu bana yapma n’olursun! Seni o kutudan kurtarmaya geliyorum bi tanem! Ama sıkılmaya başlıyorum en azından bir cevap ver.

Neyse neyse, vakit kaybetmemem gerek, lanet olasıca kutu nerde olabilir ki, ... ben neler saçmalıyorum yine, kutu zaten bende değilmi! O zaman ne bekliyorum ki kutuyu açmak için. Pandora! Bunu arkasında da sen varsın, neden seni kurtarmama izin vermiyorsun, sana aşığım senin olmak için seni kurtaracağım! Dur bir dakika, etraf neden karardı, ışıkları kim söndürdü! Keşke Venüs’e veya Afrodit’e falan aşık olsaydım, Pandora’nın umrunda bile değilim galiba...

“Anlamaya başlıyorsun sonunda!” . Hey bu seste ne! Pandora, Pandora’m! yoksa bu güzel ses sana mı ait? Lütfen bana cevap ver.

“Evet aptal aşığım, evet. Ben Pandora’yım. Ve seninle konuştuğum için bile kendini şanslı saymalısın, çünkü benimle konuşanların sonu hiçbir zaman iyi olmamıştır.” . Umrumda bile değil Pandoram! Seni ordan kurtarmaya geldim.

“Sen kendini ne zannediyorsun! Ben senin Pandora’n! değilim. Bana böyle hitap etmeyi kes!” . Bu kızgın ton sesine öyle yakışıyorki Pandora’m... “Sana... Kes şunu dedim!”

Pandora! Pandora’m! senin ordan çıkmak istediğini biliyorum, ama neden çıkarmama izin vermediğini anlayamıyorum, seni hem özgür bırakmış olurum, hemde çok mutlu ederim! Herşeyden daha çok değer veriyorum sana! Lütfen bana izin verde seni kurtarayım ve hayatlarımız birleşsin.

“Beni rahat bırak, herhangi birinin, özellikle senin yardımına ihtiyacım yok! Git kendine kilitli tahta bir sandık ve aşık olacak güzel bir kadın bul.”

Herşeyin bu kadar kolay olduğunu mu zannediyorsun b’tanem! Ben sana bir lanetle aşık oldum, bozulması imkansız, kadim bir lanetle. Ve ödülüm, aşkım! , elime verildi, bu güzel, ufak kutunun içinde o, sensin o, Pandora’m. Lanet yada değil, seni nasıl sevdiğimi görmüyormusun! Ama beni çok üzüyorsun!

“ Evet bunu yapıyorum ve zerre kadar umrumda değil. Çünkü sana ihtiyacım yok. Şey, aslında var ama bir aşık tarafından kurtarılmaktansa burda birkaç yüzyıl daha burda yaşamayı tercih ederim.”

Çaresiz olmana rağmen inatçısın. O kadar tatlı geldi ki şu son söylediklerin kulağıma... Bu halde bile o meydan okuyuşun, aradığım kadın işte bu dedim tekrar kendi kendime! Pandora’m! Bırakta ikimizinde işkencesi bitsin.

“Bak, seninle sakin konuşacağım bu sefer. Aramızdaki farkı anlayamıyorsun galiba... Ben Pandora’yım! Güçlüyüm ve seninde bildiğin gibi güzelim. Böyle üstün bir varlığın sende ne bulacağını düşünüyorsun acaba, bunu açıkla bana.”

Hay hay b’tanem! Ama ufak bir sorunumuz var, bunun için seni oradan çıkarmam gerek. Hadi izin ver bana da çıkarayım seni oradan, sonrada birlikte gideriz! Sen nereyi istersen! Çok yoruldum ve bu karanlık benim canımı sıkıyor.

“Zeki olduğunu mu zannediyorsun? Hiç bir şekilde senin beni çıkarmanı istemiyorum! Senin yardımını istemiyorum! Rahat bırak beni, rahat!”

Sakinleş lütfen. Bu yarattığın boşlukta bizbizeyiz ne de olsa. Belki de seninle anlaşabiliriz.. En azından bunu kabul edebileceğini umuyorum Pandora’m...

“Senin gibi basit biriyle pazarlık ha.. Söz konusu bu kutudan çıkmam olmasa buna hiç tenezzül etmezdim. Söyle bakalım şartların neler, ama içinde “biz” kelimesi geçtiği an vazgeçerim.”

Sen nasıl istersen Pandora’m! Teklifimi dinlemeyi kabul ettiğin için sana minnettarım. Teklifime gelecek olursak şudur, seni ordan çıkarmama izin vereceksin ve gözlerine bakıp seni birkez olsun öpmeme... Eğer bana aşık olmazsan istediğini yapabilirsin, beni öldürebilirsin bile...

“Hahahahah! Daha iyi bir teklif beklerdim senden, bir aşık olsan bile bir beynin olabileceğini düşünmüştüm, yanılmışım. Teklifini kabul ediyorum seni ahmak.”

Şimdi kendimi bana bırak ve hiçbirşey söyleme Pandora’m... Kutuyu açıyorum, ama unutma, bir söz verdin onu yerine getirdikten sonra istediğini yapabilirsin.

Gözleri köreden bir ışık hüzmesi boşluğu bir anda kapladı... karanlık veya aydınlık değildi bu, farklı birşeydi, gözleri kör edercesine boşluğa yayılmış, adeta boşluğun kendisi olmuştu.

Pandora narin ellerini uzattı ve saçlarını geriye atıp ay kadar solgun ama bir o kadar sade bir güzelliğe sahip olan yüzünü gösterdi. Tahmin ettiğinden daha farklı birşey olacağını aklının ucundan dahi geçirmiyordu, sadece kutudan kurtulmuş olmanın sevinci vardı o inanılmaz durgunluğun altında...

Ve dudakları birleşti. Pandora kalbinin durduğunu sandı, bunun imkansız olduğunu biliyordu ama anlam veremiyordu olan bitene. Tek bildiği şu ana kadar böyle hissetmemiş olduğuydu. Boşluğu kaplayan ışık tekrar toparlanıyordu, gelip onların etrafını çevreledi. Ve bir anda kayboldu herşey.

Boşlukta, çok uzaklarda iki yıldız parladı, hiç sönmeyecek iki yıldız.

1 yorum: